İzmir Çamaltı Tuzlası, 1937 (Video)
Foça Tuzlasının tarihi çok eskiye gitmekle beraber, 1888 senesinde tuz tavaları parça parça Rum ve Ermenilerin elinde bulunuyordu.
Tuzladan çıkarılan tuzlar 1881 tarihinde yayınlanan “Muharrem Kararnamesi” ile çeşitli ürünler üzerinde egemenlik sahibi olan ve yabancıların kontrolünde kurulan Düyunu Umumiye’ye satılıyordu.
Tuzlanın fazla gelir getirdiği görülmesi üzerine 1913 yılında tuzla Düyunu Umumiye’nin eline geçti. Düyunu Umumiye’nin kontrolü altına girince tuzlada bir işçi kadrosu teşkil edildi.
Bunun sonucunda tuzla uzun bir müddet buraya atanan müdürler vasıtasıyla işletildi. Düyunu Umumiye yönetimi Osmanlı tuzlalarının gelir sağlamada tahminlerin ötesinde sonuçlar yaratabileceğini anlayınca tuz gelirinin en yüksek seviyeye çıkararak tuz ihracını ön plana aldı. 1927 yılında tuz üretimi Hükümete geçti. Hükümet devraldığı tuz üretiminin daha başarılı olması için bir program tespit etti. 1931 yılında da tuzlaların yönetimi Gümrük ve Tekel Vekâletine geçti.
Çamaltı tuzlasının kurulması çalışmalarına 1909’da başlandı. İtalyan uzman Basso, Richard Antonio ve Yugoslav Josef Koynavia gözetiminde kurulan tuzla 1910’da tamamlanarak üretime başladı. Çamaltı tuzlası ilk kurulduğunda 16.000 m² lik alanı kaplıyordu ve yıllık üretim kapasitesi 160.000 tondu.
Tuzlanın asıl isminin Çamaltı değil de Çanaltı olduğu rivayet edilmektedir. Tuzlanın kuzeybatısında Üçtepeler üzerinde vaktiyle bir kilisenin olduğu ve bunun çanından dolayı tuzlaya Çanaltı denilmiştir.
Tuzla civarında bulunan kilise harabeleri eskiden tuz üretiminin çoğunlukla Rumların elinde bulunduğuna delil teşkil etmektedir. Çamaltı Tuzlası İzmir’in Karşıyaka ilçesine 26 km mesafede olan ve körfezin giriş bakımından sol kısmında düz bir alan üzerinde kuruludur.
Çıkarılan tuzların satışı Foça’da yapıldığı için Çamaltı tuzlarına Foça tuzu adı veriliyordu.
Tuzladan çıkarılan tuzlar Düyunu Umumiye’ye satılıyordu. 1913 yılında da tuzla Düyunu Umumiye’nin eline geçti.
Düyunu Umumiye’nin kaldırılmasından sonrada tuzla, Hükümet nezdinde çalışmasını sürdürdü. Cumhuriyet döneminde tuzlada yapılan çalışmalara 7 milyon lira harcanıldı.
Üretim ufak tavalar vasıtasıyla yapılırdı. Üretilen tuz raylı vagonetlere küreklerle doldurulmakta ve buharlaştırılmak üzere havuzlara taşınmaktaydı.
Memleha (Tuz çıkan yer, tuzla) 130 büyük havuz vardı. Memlehadan senede 120 milyon kilo tuz üretimi yapılmakta ve senede 7 milyon 200 bin lira gelir elde ediliyordu.
Çamaltı Tuzlası devlete geçtiği için çok daha düzenli ve kalabalıktı. Devletin elinde olan bu maden içinde sürekli denetim yapılarak tuzlanın eksikleri giderilmeye çalışıldı.
Tuzla tesisatı, memur ve amele evleri, dükkânları ile küçük bir tuz şehri haline dönüştü. Bir etüt dairesi, bir doktor ve eczanesi vardı.
Amele için 12 yataklı bir revir, geceleri memurların toplandığı küçük bir kulüp açılmıştı. İzmir’e otomatik telefonla bağlıydı.
Gündelik ihtiyaçlarını karşılayacak bakkal, aşçı, tuhafiyeci gibi esnafa ait mağazalar bulunmaktaydı.
Çamaltı Tuzlasında 1936 yılında, işçilerin çocukları için beş dershaneli bir ilkokulla bir tuz ihraç iskelesi inşası kararlaştırılarak planları hazırlandı.
Planları hazırlanan ve inşaatına başlanan beş dershaneli ilkokul ve amele hamamı inşaatı 8 Temmuz 1936 yılında sona erdi ve yeni amele evleri inşaatına başlandı.
İşçiler için sağlık ve sosyal yardım tedbirleri alındı. Tuzlanın çok güzel bir çarşısı da vardı.
Çamaltı tuzlasına içecek su Foça ve Urla’dan getirilmekteydi. Tuzlanın, Düyunu Umumiye tarafından işletildiği sırada temiz su için artezyen kuyusu açıldı ve 63 metreye kadar inildi fakat su bulunamadı. Bu yüzden daha derine inilmesi düşünüldü.
Tuzlada tatlı su aramak üzere, 7 Ağustos 1936 yılında Alman tebaasından Diedrich Sehütte’ye, 7 Aralık 1937’de Jeolog Prof. Salamon Kalvi’ye ve 4 Ocak 1937 yılında da Türk Sondaj Şirketinin sondaj makinisti Avusturya tebaasından Jozaf Haybak ile ustabaşı Alman tebaasından Richard Döring Çamaltı Tuzlasına giderek incelemelerde bulunmalarına Gümrük ve İnhisarlar Vekâleti tarafından izin verildi.
Tuzla, 1937 yılında Gümrük ve İnhisarlar Vekâleti tarafından filme çekildi. Filmde tuzun nasıl üretildiği ve nasıl hazırlandığı bütün ayrıntılarıyla anlatıldı.
Film gösterilirken Tuzla Müdürü Sezai Bey’in tuzla hakkında verdiği bilgilerde dinlenmektedir. Vekâlet bu filmi ülkedeki sinemalarda ve okullarda göstererek birkaç kopyasını da yabancı ülkelere gönderdi.
TEKEL’in işlettiği tuzla, 2009’da yirmi iki yıllığına özelleştirilmiştir.